26 Ekim 2021 tarihli ve 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Bankacılık Kanunu ve Damga Vergisi Kanununda bazı değişiklikler yapılmıştır. Yapılan bu değişiklikler aşağıdaki konulardadır.

1-) Basit usulde vergilendirilen mükelleflere kazanç istisnası getirilmiştir. 

Kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin ticari kazançları, gelir vergisinden istisna edilmektedir. Maddenin yürürlük tarihi, 1/1/2021 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihidir. Bu usulde vergilendirilenler, kazancın tespiti ve Vergi Usul Kanununun defter tutma hükümleri hariç; bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz, diğer ödevler ve ceza hükümleri ile VUK ve diğer kanunlarda yer alan ikinci sınıf tüccarlar hakkındaki hükümlere tabi olma durumları devam etmektedir. 

2-) Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde gelir vergisi kazanç istisnası getirilmiştir. 

1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, sosyal içerik üreticilerinin sosyal paylaşım ağları üzerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin, elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2021 yılı için 650.000 TL) aşmayan mükelleflerin bu kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. Düzenleme 1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir. Ayrıca KDV Kanununun 17’nci maddesinde yapılan değişiklikle Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20/B maddesi kapsamında vergilendirilen kazançlara konu teslim ve hizmetler, katma değer vergisinden istisna edilmiştir. İstisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye'de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şart olup; Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapacaktır. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmayacaktır. 

3-) Çiftçilere tarımsal destekleme kapsamında yapılan ödemelere kazanç istisnası getirilmiştir.

Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden müstesna tutulmuştur. Buna bağlı olarak çiftçilere yapılan destekleme ödemelerinin gelir vergisinden istisna edilmesi nedeniyle, bu ödemeler dolayısıyla tevkifat yapılmasına ilişkin hüküm, tevkifat yapılmaya ilişkin GVK 94’üncü madde metninden çıkarılmıştır. (md.8) Ayrıca GVK ya eklenen Geçici 92’inci madde ile düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26 Ekim 2021 tarihinden önce kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca, tahsil tarihinden itibaren aynı Kanunun 112 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası hükmüne göre hesaplanacak faizi ile birlikte red ve iade edilecektir. 

4-) Geçici Vergi IV'üncü Dönem Beyannamesi kaldırılmıştır.

Cari vergilendirme dönemi içerisindeki üç, altı ve dokuz aylık periyodlar üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi dönemleri kabul edilmektedir. İlgili takvim yılı veya hesap döneminin son üç aylık dönemi ise geçici vergi dönemi kapsamından çıkarılmıştır. Düzenleme 2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. 

5-) Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimine ilişkin değişiklik yapılmıştır.

Vergiye uyumlu mükelleflere önemli bir katkı sağlayan vergi indiriminin çok küçük miktarlardaki ikmalen veya re’sen tarhiyatlar ile kesinleşmemiş tarhiyatlar nedeniyle geçerliliğini yitirmesi mükellefleri mağdur etmekteydi. Yapılan değişiklikle İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl gerçekleşen ve kesinleşmeyen tarhiyatlar vergi indirimi uygulamasını etkilemeyecek ve maddenin birinci fıkrasındaki indirim tutar sınırının %1’ini aşmaması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Mevcut uygulamada azami yararlanılacak vergiye uyumlu mükellef indirim tutarı 1.500.000 TL olup, bu rakamın %1’i olan yıllık 15.000 TL’ye kadar yapılacak ikmalen veya resen tarhiyatların vergi uyumlu mükelleflerin yapacağı indirimleri engellememesi sağlanmıştır. Yapılan tarhiyatın indirimden yararlanıldıktan sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan indirimin mükelleften geri alınmasına ilişkin hüküm de madde metninden çıkarılmıştır. 

6-) Vergi dairesi tanımında değişiklik yapılmıştır. 

Vergi Usul Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle, fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini teinin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir. 

7-) Vergi mahremiyetine uyması gereken kişilerin kapsamı genişletilmiştir.

Gelir idaresi Başkanlığının görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanlar da vergi mahremiyeti kapsamına alınmışlardır. 

8-) Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ konusunda düzenleme yapılmıştır.

Yabancı ülkelerde bulunan Türk yurttaşlarına yapılacak tebligatta hangi usullerin izleneceği ile vergi dairelerinin yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evraklarının, Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmeksizin, vergi dairesi başkanlıkları, vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde defterdarlıklar tarafından doğrudan yurtdışı temsilciliklerine gönderilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. 

9-) Yerel ve ulusal basın yoluyla ilan yapılması uygulaması kaldırılmıştır.

Yerel ve ulusal basına ilan verilmesi uygulamasına son verilmiş, yerine ilanın GİB ve ilgili idarenin internet sitesinde yayımlanmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. 

10-) Düzeltme yapma konusunda yetki genişletilmiştir. 

Düzeltme işlemlerinde, yetki devri ile ilgili dönemde bağlı olunan vergi dairesi tarafından yapılması gereken düzeltmelerin diğer vergi daireleri tarafından da yapılabilmesine izin verme ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Gelir İdaresi Başkanlığına yetki verilmiştir. 

11-) Vergi incelemesinin dairede yapılmasına yönelik düzenleme yapılmış ve İncelemeye Başlama Tutanağı alınmasına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır. 

İncelemenin mükellefin işyerinde değil dairede yapılacağına ilişkin düzenleme değişikliğine gidilmiştir. Bu düzenlemelerin yürürlük tarihi 1 Temmuz 2022’dir. İncelemenin dairede yapılması, İncelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunulmasına mani değildir. Mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabilecektir. Maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenecektir. Ayrıca İncelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususu bir yazıyla bildirilecek olup; incelemeye başlama tutanağı alınmasına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır. 

12-) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan bildirimlerin Gelir İdaresi Başkanlığına yapıldığına ilişkin düzenleme yapılmıştır. 

213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca mükelleflerin bildirmeye mecbur olduğu bilgilerin, kamu kurum ve kuruluşları tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığına yazılı veya elektronik olarak bildirilmesi durumunda, bu bildirimi mükellefler tarafından yapılmış bildirim olarak kabul etmeye, bu şekilde kabul edilecek bildirimleri mükellefiyet grubu, faaliyet konusu, vergi türü, iş yeri türü, gelir unsuru ve şirket türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak tespit etmeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmaktadır.  

13-) Defterler için berat alınmasının tasdik hükmünde olduğu düzenlenmiştir.

Fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, Hazine ve Maliye Bakanlığının Ticaret Bakanlığı ile müştereken veya kendisi tarafından belirlediği usul, esas ve süreler dahilinde söz konusu defterler için berat alınması veya defterlerin onaylanmasının Vergi Usul Kanunu uygulamasında tasdik hükmünde sayılması, berat alınması ve onay işlemlerinde belirlenen usul esas ve sürelere uyulmaması halinde ise defterlerin tasdik ettirilmemiş sayılmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır. 

14-) Yeminli Mali Müşavir tasdik raporlarının ibrazına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Yararlanılması yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibrazı şartına bağlanan muafiyet, istisna, zarar mahsubu ve benzeri konularda, tasdik raporunun süre içerisinde ibraz edilmemesi durumunda, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilmesine ve bu süre içinde verilmesi halinde tasdik raporunun zamanında verilmiş sayılmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. Ayrıca tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin olarak ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun aynı maddenin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde belirlenen sürede ibraz edilmemesi durumunda, ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için VUK 353’üncü maddeye yeni bir bent eklenmiştir. 

15-) Gider pusulasına ilişkin fiili durum ile hukuki durum arasında uyum sağlanmıştır.

Vergi Usul Kanununun 234 üncü maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, gider pusulası düzenleme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmektedir. Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır Yasanın 40’ncı maddesinde yapılan düzenleme ile gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlarda özel usulsüzlük cezası kesilebilmesine imkan sağlanmaktadır.

16-) Vergi Usul Kanuna “Alış Bedeli” adı ile yeni bir değerleme ölçüsü eklenmiştir. 

Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesinde; hisse senetleri ile fon portföyünün en az %51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle, bunlar dışında kalan ancak borsa rayici olmayan veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılan her türlü menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle bulunan tutarla, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetlerin alış bedeliyle değerleneceği belirtilmiş olmakla birlikte, Kanunun 261 inci maddesinde değerleme ölçüleri arasında alış bedeline yer verilmemişti. Yapılan düzenleme ile “alış bedeli”, değerleme ölçüleri arasına eklenmiştir. Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedelidir. İktisadi bir kıymetin İktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir. 

17-) Maliyet bedeli tanımına açıklık getirilmiştir.

VUK’nın 262 nci maddesine eklenen fıkralarla, maliyet bedeline girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı ve tahdidi olarak belirtilmiştir. Yasanın 27 nci maddesi ile 213 sayılı Kanunun 262 nci 1 nci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile iktisadi kıymetin satın alınması için yapılan tapu harçları ve noter masrafları gibi harcamaların bundan böyle gider yazılamayacağı düzenlenmektedir. 29 ncu madde ile ilga edilen VUK 270 nci maddede bu harcamaların gider ya da maliyet olarak dikkate alınması konusunda ihtiyarilik tanınmakta idi. 

18-) Yeniden değerlemeye ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Mükelleflerin, enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları maddede belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilmeleri yönünde düzenleme yapılmıştır. Madde kapsamında tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine (kollektif, adî komandit ve adî şirketlere)yeniden değerleme olanağı sağlanmaktadır. Yasanın 52’nci maddesi ile VUK’a eklenen geçici 32’nci maddede mükelleflerin istemeleri halinde ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini maddede yer alan kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilmelerine imkân sağlanmaktadır. 

19-) Günlük amortisman uygulaması konusunda düzenleme yapılmıştır.

Yapılan düzenleme ile düzenlemede günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi bir seçimlik imkan olarak mükelleflere tanınmıştır. Faydalı ömür süresinin iki katını ve elli yılı aşmamak, her yıl için aynı nispet uygulanması şartıyla, daha uzun faydalı ömürler dikkate alınarak amortisman sürelerini uzatabilme hususunda serbesti tanınmaktadır. Söz konusu yöntemlerden biri ile amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra, hesaplama şekli değiştirilemeyecektir. 

20-) Şüpheli alacaklara ilişkin alt sınır belirlemesi yapılmış ve işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilmesine imkân tanınmıştır.

Dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami bir tutar belirlenmiştir. Bu tutar, 3.000 TL’dir. Ayrıca şüpheli alacak hükümlerinin işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilmesine imkân tanınmaktadır. İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydederler. 

21-) Yenileme fonu uygulamasına ve amortismana tabi malların sigorta tazminatına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde, ortaya çıkan karın geçici hesapta tutulacağı süre konusundaki tereddütlerin mükellef lehine giderilmesi yönelik düzenleme yapılmıştır. Buna göre; satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan doğan kâr, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Bu süre içinde, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir. Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminat fazlasının geçici hesapta tutulacağı süre konusundaki tereddütlerin giderilmesine yönelik düzenleme de yapılmıştır. 

22-) Pişmanlık hükümlerinde değişiklik yapılmıştır. 

VUK 371 nci maddede yapılan değişiklik ile mükelleflerin, haklarında yapılmakta olan vergi incelemesi ya da yapılan takdire sevk işlemine ilişkin vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlıkla beyanname verebilmesi mümkün hale getirilmiştir. Ayrıca maddeye Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetki verilmesi konusunda hüküm eklenmiştir. 

23-) Ceza indiriminin kapsamı değiştirilmiştir.

VUK 376 ncı maddede yapılan değişiklik ile cezalarda indirime ilişkin düzenlemenin uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için de uygulanabilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır. 

24-) Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, uzlaşma kapsamına alınmıştır

5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, uzlaşma kapsamına alınmıştır. Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınır ve 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için Kanunun 376 ncı maddesindeki indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanır. 

25-) VUK’da “karşılıklı anlaşma” usulü adı altında yeni bir müessese ihdas edilmiştir.

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarıyla bağlantılı tarhiyatlar için VUK’da “karşılıklı anlaşma” usulü adı altında yeni bir müessese ihdas edilmektedir.  

26-) Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere edinilen makina ve teçhizata ilişkin amortisman uygulamasında yeniden düzenleme yapılmıştır

Vergi Usul Kanunun geçici 30 uncu maddesine eklenen fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten 31/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil), maddenin birinci fıkrasında belirtilen kapsam ve şartlar dâhilinde iktisap edilen yeni makina ve teçhizatlar için uygulanacak amortisman oran ve sürelerinin, tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilmesine imkan sağlanmaktadır. 

27-) Damga Vergisi Kanununda resmi daire tanımı değiştirilmiştir. 

Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının (YİKOB), 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu uygulamasında resmi daire kapsamına alınması yönünde düzenleme yapılmaktadır. 

28-) Damga vergisinde istisna uygulamasının kapsamı genişletilmiştir. 

Genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, belediyelere ve köylere yapılacak bağışlara ilişkin olarak ilgili idare ile bağışlayanlar arasında düzenlenen kağıtlar, istisna kapsamına alınmıştır. Ayrıca Teminatlı sermaye piyasası araçlarının ihracında, Sermaye Piyasası Kanununun 31/B maddesi kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dahil olmak üzere sermaye piyasası araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlara damga vergisi istisnası getirilmiştir. 

29-) Özel Tüketim Vergisi Kanununda değişiklik yapılmıştır. 

Tütün mamülleri ile otomotiv ürünlerinde, vergi oran ve tutarı değişikliği konusunda Cumhurbaşkanının yetkisi genişletilmiştir. Ayrıca ÖTV Kanunu II sayılı Cetvelde değişiklik yapılmıştır. 

30-) Varlık Yönetim Şirketlerinin vergilendirilmeleri konusunda değişiklik yapılmıştır.

Varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilmiş olup, söz konusu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırılmıştır.

31-) Nakdi sermaye artışlarına ilişkin KVK’da değişiklik yapılmıştır. 

Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan değişikle nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı için üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si oranında yapılan düzenlemenin nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için %75 olarak uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştır. 

32-) İndirimli kurumlar vergisi oranı uygulamasında değişiklik yapılmıştır.

Yatırım teşvik belgesi bazında yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilmesine yönelik düzenleme yapılmaktadır.

 


Duyuru Tarihi : 27/10/2021
Paylaş